2025 YILI KALP SAĞLIĞI HAFTASI
Kalp damar hastalıklarına dikkat çekmek, farkındalık yaratmak için 12-18 Nisan 2025 tarihleri arası Kalp Sağlığı Haftası olarak kutlanmaktadır. Her yıl yaklaşık 18 milyon insan kalp damar hastalıkları, kalp krizi, kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Eskiden ileri yaş hastalığı olarak düşünülen kalp hastalıkları, günümüzde giderek artan düzensiz ve sağlıksız beslenme, hareketsiz ve stresli yaşam, erken yaşlarda başlayan sigara alışkanlığı, artan tansiyon ve şeker hastalığı nedeniyle artık çok daha erken yaşlarda görülmektedir. Türkiye, 50 yaş altı kalp krizinden ölüm sıklığı açısından Avrupa ülkelerine kıyasla ilk sırada yer almaktadır. Başlıca risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalbe bağlı ölümlerin %80’inin önlenebileceği öngörülmektedir.
Kalp damar hastalıkları açısından en önemli risk faktörleri; hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara içimi, ailede erken yaşta kalp damar hastalığı olması, obezite, hareketsiz yaşam, dengesiz ve sağlıksız beslenmedir. Diyabet, hipertansiyon ve yüksek kolesterolün yaşam tarzı değişikliği ve /veya ilaçlarla etkin tedavisi, düzenli ve dengeli beslenme, egzersiz ve spor alışkanlığı, kilo kontrolü, sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımının bırakılması ile kalp damar hastalıklarından korunmak mümkündür. Bu konuyu 3 ana başlıkta özetleyebiliriz.
1-Hipertansiyon, Diyabet ve Yüksek Kolesterolün Önlenmesi:
Evde ölçülen kan basıncı değerinin 135/85mmHg’yi geçmesi veya hastanede ölçülen değerin 140/90 mmHg’yi geçmesi hipertansiyon olarak adlandırılmaktadır. Erken evre hipertansiyonda ilaca gerek kalmadan diyet ve egzersiz önerileri ile hastanın tansiyonu kontrol altına alınabilmekte iken, hipertansiyona bağlı organlarda hasar geliştiğinde, ilaç tedavisi başlanması gerekebilmektedir. İlaçlar hastanın, diğer risk faktörleri ve laboratuvar, EKG, Ekokardiyografik belirteçleri ve tansiyon değerlerine göre hastaya özel seçilmektedir.
Sağlıklı bireylerde açlık kan şekeri düzeyi ortalama 70-100 mg/dl arasında değişkenlik gösterir. Açlık kan şekerinin 126 mg/dl'nin üzerinde olması ile diyabet tanısı konulmaktadır. Diyabetin kontrol altına alınması kalp ve damar hastalıkları açısından çok önemlidir. Yeni nesil bazı diyabet ilaçları, kan şekeri regülasyonunun yanı sıra, direk kalp damar hastalıklarından ve kalp yetmezliğinden koruyucu etkiye de sahiptirler. Hangi hastaya hangi ilacın verileceğine doktor kontollerinde karar verilmektedir.
Kolesterol yüksekliği tanı ve tedavisi tamamen kişiye ve mevcut hastalıklarına özeldir. Bypass olmuş, koroner stent takılmış, kalp krizi geçirmiş hastada LDL değerini 55’in altına düşürmek için ilaç vermemiz gerekirken, hiçbir risk faktörü olmayan hastalarda sadece yaşam tarzı değişikliği ile ilaç vermeden kolesterol kontrol altına alınabilmektedir.
2- Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı:
Günümüzde giderek daha fazla şeker, tuz, kızartma, doymuş yağ ve trans yağ içeriği yüksek işlenmiş gıdalar tüketilmektedir. “Akdeniz Tipi Beslenme Alışkanlığı” adını verdiğimiz meyve sebze ağırlıklı beslenme şekli ile, günümüzde giderek popülerliği artan ‘Pesko-Vegetaryan Diyet’ dediğimiz balık ve deniz ürünlerinin vejeteryan diyete eklendiği beslenme şekli, kalp dostu diyet olarak bilinmektedir.
Günlük tuz tüketimimizi bir tatlı kaşığı (5 gr) ile sınırlandırılmalı, mümkün olduğunca tencere tipi ev yemekleri ile beslenmeliyiz. Beden kitle indeksi dediğimiz kilo/boyun karesi (kg/m2) formülüyle hesaplanan değer 25 kg/m2 yi geçtiğinde kilolu, 30’u geçtiğinde ise obez olarak gruplandırılıyoruz. Sağlıklı kalp ve damarlar için mümkün olduğunca bu değeri 25’in altında tutmamız önerilmektedir.
Sigara ve her türlü tütün ürünü kalp sağlığını oldukça olumsuz etkilemektedir. Günde 1 paket de sigara içilse, 1 tane de mutlaka tamamen bırakmak hedeflenmelidir.
3-Fiziksel Hareket ve Egzersiz:
Günümüzde çocukluk çağından itibaren fazla kilo ve obezite eskiye göre artan sıklıkta görülmektedir. Çocukken obez olanlar ileri yaşlarda hipertansiyon diyabet ve kalp damar hastalıklarına daha yatkın olmaktadır. Çocuklardan başlayarak, tüm insanlara hareketli bir yaşam tarzı oluşturmak için mutlaka sporu günlük rutinimize eklemeliyiz. 220 - Yaş’ın %55’inin altında bir kalp hızı ile yaptığımız egzersiz düşük yoğunlukta egzersiz iken, %55-74 orta yoğunlukta, %75-90 yüksek yoğunlukta ve %90’in üstü çok yüksek yoğunlukta egzersiz olarak sınıflandırılmaktadır. Hastanın yaşı, kondüsyonu ve belli risk faktörlerine göre hastaya özel olarak ne yoğunlukta egzersiz yapabileceği belirlenmektedir.
Son söz olarak kalbimiz bizim için değerli ve önemlidir. Hayatta kalabilmemiz için sağlıklı kalbe sahip olmamız gerektiğini unutmadan en büyük yatırımı bedenimize yapmalı ve kalp kontrollerimizi aksatmamalı, düzenli dengeli beslenmeli, bol bol hareket etmeliyiz.